1 Ocak 2014 Çarşamba

Terk Edilmek

TANRIYA MEKTUPLAR
Mektuplar Avrupa ve Amerika’da 2-9 yaş çocuklara Tanrı’ya ilişkin düşüncelerini sormuşlar. Dinsel eğitimin bir parçası olarak çocuklara Tanrı’ya bir mektup yazın ve duygularınızı isteklerinizi anlatın demişler.
1) Sevgili Tanrı, şu andaki eksiklerimi yazıyorum: Yeni bir bisiklet, bir kimya seti, köpek, film makinesi, beyzbol eldiveni. Hepsini gönderemezsen birazı da olur.Seni seven Eric –5 yaşında-Not: Noel Baba’nın olmadığını biliyorum.
2) Canım canım Tanrı,Astronotları öyle yukari firlatip firfir döndürmelerinden ödüm kopuyor. N’olur onların bizim evin çatısına düşmelerine izin verme.Dostun Norman –4.5 yaşında-
3) Sevgili Tanrım,insanlarin ölmelerine izin verip yenilerini yapmak yerine neden elindekileri tutmuyorsun? Jane –6 yaşında-
4) Sevgili Tanrı,Lütfen bana bir midilli gönder. Senden şimdiye kadar hiçbir şey istemedim. Bunu da herhalde unutmazsın.Bruce –4 yaşında-
5) Sevgili Tanrı,Babam çok aksi. Onu bu huyundan vazgeçirmeni istiyorum. Ama lütfen canını yakma. Sevgilerle.Martin –5 yaşında-
6) Sevgili Tanrı,Bulutlardan biri yüzünü öyle korkunç yaptı ki ödüm koptu. N’olur söyle ona bi’ daha öyle yapmasın.Ellen –3 yaşynda-
7) Sevgili Tanrı,Sahiden var mısın? Bazıları buna inanmıyor: Eğer varsan gecikmeden bir şeyler yapmanda fayda var.Harriet Ann –6 yaşında-
8) Sevgili Tanrı,Eğer hiç kimse bilmeyecekse iyi olmanın ne yararı var?Mark –8 yaşında-
9) Tanrı’cım,Üst kattakiler durmadan bağıra çağıra kavga ediyorlar. Bence yalnızca çok iyi arkadaşların evlenmesine izin vermelisin.Nan –5 yaşında-
10) Sevgili Tanrım,Ne diye bu kadar çok insan yarattın. Başka bir dünya daha yapıp fazlalıkları oraya koyamaz mısın?J.B. –7 yaşında-
11) Tanrım,Insanlara ruhları her zaman doğru mu dağıtıyorsun? Yanlış yapabilirsin.Audrey –8 yaşında-
12) Sevgili Tanrı,Sen tuhaf ne yaparsan yap herkes hayran oluyor; ama ben ufacık bir şaka bile yapsam yiyorum fırçayı.Jodie –6.5 yaşında-
13) Sevgili Tanrı,Bizi hiç merak etme çünkü bizimkiler çok dindar.Teddy –9 yaşında-
14) Sevgili Tanrı,Bende senin dışında bütün liderlerin resmi var. Norman –6 yaşında-
15) Tanrım,Şişman olunca kimse senin arkadaşın olmak istemiyor.Billy Jean –9 yaşında-
16) Sevgili Tanrım,Oğlanlar kızlardan daha mi üstün? Biliyorum sen de onlardansın ama gene de dürüst olmaya çalış.Sylvia –5 yaşında-
17) Sevgili Tanrı,Kitabını okudum ve beğendim. Bütün o fikirler nereden geldi aklına?John –8 yaşında-
18) Sevgili Tanrı,Zürafaların görünümünü isteyerek mi böyle yaptın, yoksa yanlışlıkla mı oldu?Norman –4 yaşında-
19) Tanrım,İncil’de neden hiç karının adi geçmiyor? Yoksa İncil’i yazarken daha evlenmemiş miydiniz?Larry –6 yaşında-
20) Sevgili Tanrım,Tamam incil’de öbür yanağını çevir dedin biliyorum; ama kardeşim gözüme vurunca ne yapacağım?Sevgiler, Teresa –5 yaşında-
21) Sevgili Tanrı,Tanry oldugunu nasıl bilebildin?Charlene –3 yaşında-
22) Sevgili Tanrı,Senin yaşına geldiğimde tıpkı senin gibi olmak istiyorum. Tamam mı?Tommy –4 yaşında-
23) Sevgili Tanrım,Eger Tanrı ben olsaydım bu kadar iyi olmazdım. Bunu aklından çıkarma.Michelle –6 yaşında-

19 Temmuz 2012 Perşembe

ÇÜNKÜ O GÜN ÇOK AÇTIM

FENERBAHÇE GENÇLİK YAPISINDA NASIL MI KALECİ OLDUM.

O zamanlar 12 yaşındaydım arkadaşlarım bana harika kaleci olduğumu söylerlerdi içlerinden biri çıkıp "dostum sen gerçekten iyisin bunu devam ettirmelisin" dedi ve bende o gün Fenerbahçe'nin antronörüyle görüşmeye gittim "ben selçuk çuhadar kaleci olmak istiyorum" dedim "daha önce bir kulupte oynadın mı" dedi "hayır" dedim peki "minikler takımında oynadın mı" dedı "hayır" dedim "sen bize lazım değilsin" dedi ve tekrar döndüm ve arkadaşıma "hey onlar beni istemediler" dedim "daha aç olmalısın " dedi bana tekrar gittim "merhaba ben selçuk" dedim "biliyorum neden geldin buraya" dedi "kaleci olmak istiyorum" "sana daha dun demedım mı yok dıye hâlâ neden burdasın" dedi "belkı kalecılerden biri bırakmıştır diye dusundum" dedım "hayır yok öle bişey" dedi ve diğer gün onu hiç görmemiş gibi "hey kaleci olmak istiyorum" dedim "neden hâlâ burdasın sana ihtiyacım yok demedım mı" dedi "belkıde kalecilerden biri sakatlanmış veya ölmüş olabileceğini düşündüğüm için döndüm" dedim bana bağırarak "defol" dedi diğer gün yine gıttım göz göze geldık ve gulumsedım bana "git ve dağılan topları getir" dedi "peki efendim dedim" bunu her gun yaptım topları topluyordum oyunculara su getırıyordum bir gün oyuncularla toplanıldı antreman bitmişti artık maçlar başlıcaktı butun oyuncular maça hazırdılar sahaya cıkıcaktılar bende onların yanındaydım ve o gün kalecinin hazırlanması uzun sürdü soyunma odasında sadece ıkımız kalmıştık 16 yaşında ve 1,85 boylarında bırıydı gercekten ıyı duruyordu ona "Salbaş güreş festivallerine gittin mi " dedım "evet bi kaç kezde güreşmiştim"dedi ona "sırtımı yere getıremezsın" dedım bana"git başımdan çocuk" dedi ve eldivenlerini giymiş soyunma odasından cıkacakken "sen bir korkaksın" dedım evet onu sınırlenmiştirdim isteseydi dahada uzerıne giderdim fakat güreşmek için eldivenlerini çıkardı bu benım ıcın buyuk bır fırsattı ustume doğru yurumeye basladı onu aldım ve belınden sıkıca kavradım ölesine kavramıştım kı kaburgalarını kollarımda hissediyordum acı cekiyordu beni sağdan sola savuruyordu ve beni yıktı ama artık doğrulamıyordu kaleci artık yoktu kaburgaları benım kollarımdaydı ve o an içeri antronör girdi baktı ona sahaya cıkacak gibi değildi bana dönerek "1 numaralı formayı girmek istermisin diye sordu" gülümseyerek "tabıkıde efendım dedım 1,67 boyunda 12 yasında bir kalecıydım sahaya cıkmıstım tam 1 saat hiç gol yemedim ve maç bittiğinde 4-0 kazanmıştık artık "1" numaralı forma bana ayıtti.

ÇÜNKÜ O GÜN ÇOK AÇTIM :D



                                                                                                                 Kardeşim Selçuk ÇUHADAR

13 Haziran 2012 Çarşamba

SORGULAYACAM MAALESEF

Sorgulamadan her şeyi kabul etmek işin kolayı.Ama aklının bir kenarı hala orda.O zaman dışarıya kabul ettin gibi gösteriyorsun.Yani aklından hep sorgulamaya devam edeceksin.

Varlığını falan değil ama uygulamaları ve cevapsız kalan noktaları.O kadar anlamsız kalıyor ki her şey.Gerçekten anlam katan direk kendisi mi yani? 

Otoriteyi mi sorguluyorum acaba.Belirleyiciyi sorguluyorum sanırım.
Daha doğrusu belirleyicinin belirlediği şeyleri sorguluyorum.

İradeyi sorguluyorum.Gerçekten benim iradem mi? 
İrademin bana ait olduğunun kanıtı ne?



23 Mart 2012 Cuma

'Yılmaz Erdoğan'


Anlatacaklarım var! Vaaz vermek değil niyetim, duyduğumu söylemek. Söylemeye değer şeyler duyuyorum zira. Belki hayati daha yasanır kılmak için ya da belki sade, ama sade anlatmak icin... Sen anlat dedi Tanrı bana, anlasilsin diye degil, hicbir mukafat istemeden anlat... Cunku bir mukafattir artik bir anlaticiya dogru duzgun anlasilmak! Sen anlat dedi... Sen sade anlat! Umudu hatirlatsin diye umutsuzlugu, careye yol acsin diye caresizligi anlat... Ders verme dedi kimseye, cunku hoca denmez ogrenmesini bitirene. Ciraklari olan bir ciraktir usta, olsa olsa... Sen anlat dedi bana Tanri, sen sade anlat....
Yilmaz Erdogan